11 Eylül 2013 Çarşamba

Hoşgeldin sonbahar

Eylül ayı oldum olası bende hüzün uyandırır. Sonbaharın renklerini sevenlerden değilim ben, kış çocuğu olmama rağmen benim mevsimlerim ilkbahar ve yaz. Yaprakları sararak dökülmeye yüz tutmuş ağaçlar yalnızlığı çağrıştırır bana ve tabi önümüzdeki günlerde bizi bekleyen soğuk havaların habercisidir.Sevsek de sevmesek de dört mevsimi de yaşıyoruz işte... Bu yıl sonbaharı da kışı da sevmeye kararlıyım, her mevsim Bora'cığımla ayrı güzel olacak eminim...

Ağustos ayının burada paylaşamadığım son iki haftasında iki ayrı düğüne katıldık. İlki Çağın'ın üniversiteden arkadaşının düğünü, diğeri ise Çağın'ın kuzeninin Samsun'daki düğünü. Samsun'daki düğünde Çağın bulunamadığı için annem, Bora, ben ve kayınpederimle yollara düştük... Düğün bahanesiyle 3 günlük bir Samsun seyahati yaratılmış oldu...

Eylül ayında ise can dostum diyebileceğim canım arkadaşım Burcu ve eşi Savaş güzel kızları Ela'yı sağlıkla kucaklarına aldılar... Dünyalar tatlısı minik bir prenses... Allah sağlıklı uzun ömür verir inşallah...

Bora'cığıma gelince... O artık benim kankam oldu, her yere beraber gitmek istediğim hiç ayrılmak istemediğim bir arkadaşım... Biliyorum ki o benim her söylediğimi anlıyor... Mutlu olduğumu, mutsuz olduğumu... Onunla konuştuğumda bana verdiği tepkilerden bunu anlayabiliyorum... 

Artık bana sımsıkı sarılıp öpmeye çalışması, tanımadığı bir ortama girdiğimizde bana daha bir sıkı sarılması... Şu an beni inanılmaz mutlu eden hareketleri bunlar.. Gün geçtikçe bana olan sevgisini daha güzel ifade edebiliyor...Annelik her geçen gün güzelleşiyor benim için

Şimdiden doğum gününü nasıl kutlayabileceğimizle ilgili araştırma yapmaya başladım.... Miniğimin 1 yaşını devirmesine sadece 1,5 ay kaldı....