20 Aralık 2013 Cuma

Ankara'da kışa bir türlü alışamamak...

Ankara'nın ayazları başladı evet, kar olmasa da özellikle sabah işe giderken bizim için  işkenceye dönüşen günler geldi çattı.
Kışın Asrın Bora'yla dışarı çıkmak da yoruyor insanı. Evden çıkmadan monttur, şapkadır, atkıdır bin bir zorlukla giydir, arabaya binince yani yaklaşık 2 dakika sonra da terlemesin diye çıkar, koşa koşa direksiyona geç arabayı ısıt. Gideceğimiz yere gelince bunları tekrar başa sar ;) 
Doktorumuz her gün kar da olsa kış da olsa mutlaka dışarı çıkartın dediği için Dedesi her öğlen gelip Bora' yı 10 dk. Da olsa parka götürüyor. O yüzden de Bora'nın dedesine olan ilgisi tartışılmaz. Zil her çaldığında 'dede, dede' diye kapıya koşuyor ;) 


Evet Asrın Bora artık koşuyor. Evde her yere koşturuyor, kumandalar en sevdiği oyuncagı... Muzik açtığımızda çılgın danslar yapiyo;) Bana her geçen gün sevgisi, bağlılığı artıyor. Hatta artık babasından bile bana gelmek istiyor. Bora doğduğundan beri hep özgür bir çocuk olduğunu hissettiriyordu. İlk günden beri bana aşırı bağlı bir bebek olmadı. Bu da zaman zaman beni üzüyordu itiraf ermek gerekirse. Annem de 'ilerde senin bacaklarına yapışacak beni bırakma diye o zaman da beni rahat bıraksın diyeceksin' diyordu ama ben oğlum bana bağlandıkça aksine daha mutlu oluyorum.    
Uykular, uykularrr... Hala düzene giremeyen o uykular. Evet hala çok sık ağlayarak uyanıyor benim kuzum, bazen saat başı olacak kadar sık... Bunlar da geçecek diye avutuyorum kendimi.